Beklendiği gibi, Magnus
Carlsen 22 yaşında satrancın yeni kralı oldu. 12 maçlık seride 6-3 önde girdiği
bugünkü maçta yalnızca bir beraberlik ünvan için yeterli olduğu halde işin
kolayına kaçmadan oynadı, baskı kurdu, ve şahlar kalana dek emek verdi. Tembel
bir beraberliğe yatmaması çok saygıdeğerdi.
Anand 28.Vg5
hamlesi ile seride hata yapmadığı maç bırakmamaya kararlı olduğunu gösterdi.
Allahtan ki Carlsen konumu kazanca çevirmek konusunda bu kez şaşırtıcı derecede
zayıf kaldı (bilgisayarlar 29.e5’den
sonrasını beyaz lehine 1.80 civarı değerlendiriyordu). Evet, Anand ortalamada çok hata yaptı ama karşınızdaki adam bitmeyen bir baskı ile
oynadığında ayağınız bir şeklide kayıyor
işte. Aslında Anand iki yıldır kötü oynuyor, ve bu seri onun çok formsuz olduğu
bir zaman dilimine denk geldi.
Norveç
başbakanından Liv Taylor’a dek pek çok ünlü Carlsen’e tebrik mesajı yolladı. Bir
şaka duydum size de ileteyim : Buna göre
Magnus tarihte en tanınmış ikinci Norveçli olmayı başardı, en meşhuru ise Kolomb’dan 500 yıl önce Kuzey Amerika
civarında gemisiyle kaybolan kaşif Leif Ericson’dı.
Genel olarak, yavaş
bir başlangıç yapmış olmasına rağmen seyredeğer ve eğlenceli bir dünya şampiyonası izledik.Hintli
gazeteciler çok şamata sorular sordular. Özellikle Lawrence Trent ve Tania
Sachdev’in enerjisi canlı yayını izlemeyi zevkli hale getirdi. Anand’ın
yenilgiyi kabul ederken gösterdiği asil tavırlar etkileyiciydi. Kasparov’un
Kramnik’e yenildiği zaman gösterdiği tavırlar geliyor aklıma, kıyas kabul etmez.
Yalnız, ben bir
şeyi merak ediyorum, önceleri şampiyona formatına karşı çıkan Magnus şimdi
kulağının üzerine mi yatacak yoksa formatın değiştirilmesinde ısrar mı edecek… Aslında
görüldü ki, sağlıklı bir aday belirleme sistemi yapılırsa bu tür ikili maçlar
daha çok ilgi topluyor. Yanıtı her ne olursa olsun, genç Norveçli bu ünvanın
tadını çıkarmayı fazlasıyla haketti.
Kudos!
This comment has been removed by a blog administrator.
ReplyDeleteThis comment has been removed by the author.
ReplyDelete