7.maç tahtada pek bir vukuat olmadan
berabere bitti. Anand beyazlarla oynadı, ve bir kez daha Magnus’un Berlin Duvarı
ile karşılaştı. İkili, maç boyunca yavaş bir şekilde manevra yapıp durdular ve
karşılaşma 32. hamlede konum tekrarıyla berabere bitti. Vishi biraz nefes aldı
diyebiliriz. Basın toplantısı Hintli gazetecilerin Anand’ı hafiften köşeye sıkıştırma çabaları
dışında rahat geçti. Bakalım önümüzdeki maçlarda Vishi şapkasından tavşan çıkarabilecek
mi? Ben o şapkanın içinde bir tavşan olduğuna artık hiç inanmıyorum. Yaw, belki
bir şapka
bile yok.
Bu arada, geçenlerde sosyal medya çöplüğünde
bir inci yakaladım : “Hayat’a içelim : Vanessa’ya Düğün Sürprizi”. 3 yıl önce çekilmiş, ancak benim yeni
haberim oldu. Nerdeyse herkes, yani başta damat, kayınbabası, kendi babası, gençler
filan bir ay boyunca gizlice çalışıp taze geline onu ne kadar sevdiklerini göstermek
amacıyla olağanüstü güzel bir sürpriz hazırlamışlar
:
Fikir, Damdaki Kemancı filminin meşhur bir sahnesini
tekrar etmek üzerine kurulu. O sahnede baba, kızını verdikten sonra müstakbel
damat ve arkadaşlarıyla birlikte şarkılı danslı bir kutlama yapar. Şu linkten
izlenebilir :
Vanessa’nın videosundaki incelik, düşüncelilik, başkası için karşılıksız emek vermek anlayışı beni çok
etkiledi. Dahası, ben bu videoda Kiev’deki St. Andrew
kilisesinde İsa’sına yakarırken sessizce ızdırabın ve umudun gözyaşlarını döken
yaşlı kadını, zikir yaparken Allah için bedenini unutan sakallı adamları, Kerbela’da
yitirdikleri Hz. Hüseyin’i anarken acıyı hiçe sayanları gördüm. Aşkınlığı ve
umudu gördüm.
Çok mu abartılı ? Belki. Yine de, ben bu paylaşımda insana dair paramparça umutlarımızın tazelendiğini gördüm. Daha ne olsun.
No comments:
Post a Comment